Yumuşak Doku Dolguları
Yaşlanma, iç faktörlerin (yumuşak doku olgunlaşması, iskelet değişiklikleri ve kas aktivitesinin artması) ve dış faktörlerin (yer çekimi ve güneş ışığı) sonucu olarak ortaya çıkan karmaşık bir süreçtir. Sonuç olarak, düzgün ve akıcı bir devamlılığı olan yüzün yerini zamanla keskin açılar, yüzeysel ve derin çizgiler, ani çökmeler ve çıkıntılar alır. Üst çene yüksekliğindeki azalma ve göz çukuru hacmindeki artma gözlerin çökmesine neden olur. Yanaklar düşer, burun ile üst dudak köşesi arasındaki katlantılar derinleşir, üst dudak daha kalabalık görünür ve göz yaşı oluğu, ağız çevresi çizgileri ile birlikte belirginleşir. Yumuşak dokuları ve deriyi tutan bağlar gevşedikçe yüzdeki çizgi ve çöküntüler de artar.
Yumuşak doku dolguları, kısa vadede yüz gençleştirme isteyen hastalar için idealdir. Cerrahi yaklaşım gerektirmeyen genç hastalarda bu maddeler iyi bir seçenek olurken, daha yaşlı hastalar için en iyi sonucu elde etmek için ameliyat, dolgu maddeleri ve diğer yüzey tedavisi seçenekleriyle kombine edilebilir. Oldukça fazla çeşit ve sayıda dolgu maddesi bulunmaktadır. İdeal bir dolgu maddesinin her ne kadar kalıcılığı iyi bir özellik gibi görünse de yüzünüzdeki yaşlanma belirtileri ile doğru orantılı olarak yaşlanmayan bir madde olumsuz bir sonuç doğurur. Bu nedenle, geri dönüşümlü olması önemli bir özelliktir. İnsanın kendi dokusundan elde edilen dolgular arasında en çok kullanılanları arasında yağ grefti, trombositten zengin plazma (PRP), kültüre edilmiş fibroblast sayılabilir. Yağ, ameliyathane şartlarında lokal ya da genel anestezi altında, gövde ya da uyluk bölgesinden kanül yardımıyla kapalı yöntemle alınarak süzülür ve dolgu yapılması planlanan bölgeye enjekte edilir. Kan damarları çevresinden beslenerek hayatta kaldığında kalıcılık gösterir; ancak bir kısmının bu tutunmayı sağlamadığında eridiği bilinmektedir. İçerdiği kök hücre sayesinde ciltte canlılık ve gençleşme de yaratır. Kök hücre ile zengileştirilmiş yağ enjeksiyonunun hücrelerin hayatta kalma şansını arttırarak emilme oranını azalttığı gösterilmiştir. Yağ enjeksiyonu vücudun herhangi bir yerine uygulanabilir. Yüksek hacimlerde verildiğinde meme ve kalça büyütmede de kullanılabilir. Trombositten zengin plazma, hastanın kendi toplar damarından poliklinik şartlarından alınan kanın yaklaık 20 dakikalık özel bir işlemden geçirilmesi sonucu elde edilir ve hastanın kırışıklıklarının olduğu bölgeye enjekte edilir. Üç haftalık bir süreçte kollajen ve dermal matriks oluşumunu arttırdığı, yaklaşık 20 aylık dönemde ise kırışıklıklarda düzelme sağladığı gösterilmiştir. Yüzdeki kırışıklık ve çöküntülerde, akneye bağlı iz tedavisinde, yüz gençleştirmede ve saç ekimi öncesinde ek işlem olarak kullanılabilir. Son zamanlarda kullanılma sıklığı artan fibroblast tedavisi orta ve derin düzeydeki nazolabial kıvrımın (burun kenarı, dudak köşesi arasında uzanan çizgi) tedavisinde etklidir. Hastanın kulak arkasında kendi derisinden alınan bir biyopsiden elde edilen fibroblastlar, üç enjeksiyona yetecek kadar hücre elde edilene kadar kültüre edilerek çoğaltılır ve 3-6 hafta arayla hedeflenen bölgeye enjekte edilir.Organik kaynaklardan elde edilen biyolojik dolgu maddleri arasında en sık kullanılan ürün, hyaluronik asittir. Bu madde, birçok canlının derisinde, kıkırdağında, kemiğinde ve eklem sıvısında bulunmaktadır. Hyaluronik asitin su tutma özelliği vardır ve enjekte edildikten sonra ayrışsa da dolgunluk etkisini devam ettirir. Piyasada birçok hyaluronik asit ihtiva eden dolgu maddesi bulunmaktadır; ancak bunların hepsinin FDA (food and drug administration) onayı yoktur. FDA onayı olmayan bir ürün kullanmaktan kaçınılmalıdır. En sık kullanılan FDA onaylı ürünler, Restylane, Elevess, Prevelle Silk ve Juvederm’dir. Dolgu maddeleri, burun kökü alın bileşkesindeki çizgilerde, alın çizgilerinde, kaşlarda, göz yaşı oluklarında, nazolabial kıvrımlarda, yanak büyütmede, dudak köşesi altındaki çizgilerde, yüzün hacimsel olarak büyütülmesinde, dudaklarda, burun şekillendirmede, yara izlerinin ve deformitelerin düzeltilmesinde, el gençleştirmede güvenle kullanılabilir. İşlem, ayrıntılı bir yüz analizi, muayene ve eğitim gerektirdiğinden bu işlemlerin uzmanlık alanı sınırları içinde olan bir hekim tarafından uygulanması tavsiye edilir.
Op. Dr. U. Sinan Ersoy
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi