Çene ve Elmacık Kemiği Kırıkları

Çene ve Elmacık Kemiği Kırıkları

Çene ve yüz, vücudun travmalara en açık bölgelerindendir. Trafik kazaları, darp ve düşme gibi sebeplerle bu bölgede sıklıkla gerek yumuşak dokuda gerekse kemiklerde yaralanmalar oluşur. Bu bölgede, yukardan aşağı bakıldığında; frontal kemik (alın kemiği), göz küresi kemikleri (orbita), zigoma ve arkı (elmacık kemiği ve uzantısı), maksilla (üst çene kemiği) ve mandibula (alt çene kemiği) bulunmaktadır. Bu kemiklerin her birinin kırığı, birbirinden ayrı klinik senaryolara sahiptir ve farklı şekillerde tedavi gerektirmektedir. Travma sonrasında, mümkün olan en erken zamanda hasta plastik cerrah tarafından muayene edilmeli ve uygun görüntüleme yöntemi ile kırık değerlendirilmelidir. Bu bölgenin kırıklarında, bilgisayarlı tomografi (BT) altın standart inceleme yöntemi olarak kullanılmaktadır (İstisna: Alt çenede panoramik film, BT’ye üstün olarak kabul edilmektedir). Çene yüz bölgesi kırıklarında, kırığın varlığının yanısıra problem oluşturacak kadar deplase olması yani yerinden oynaması ve başta görme ve çiğneme olmak üzere vital fonksiyonlarda problem oluşması, ameliyat kararı verilmesi açısından son derece önemlidir.

Frontal kemik (alın kemiği) kırıkları, genellikle yüksek enerjili travmalar sonrasında oluşur ve çoğu zaman beraberinde hastanın ek tıbbi sorunları da bulunmaktadır. Frontal kemiğin sadece dış tabakasını içeren ve alın bölgesinde görüntüyü bozan kırıklarda, saç içinden yapılan kesi ile girilerek kemik düzeltilir ve titanyum plak vidalarla tespit edilir. Eğer kemiğin iç tabakasını içeren ve düzeltilmesi mümkün olmayan çok parçalı bir kırık varsa, ameliyata beyin cerrahisi ile birlikte girerek, kemiğin iç kısmı alınmakta ve gerekirse yine dış kısım için şekillendirme yapılmaktadır.

Göz küresi (orbita) kırıklarında, ameliyat kararı aldıran en önemli etken, göz ile ilgili değişikliklerdir. Başta çift görme ve bakış kısıtlılığı olmak üzere, kişinin görme fonksiyonu ile ilgili oluşacak her değişiklik mutlak ameliyat nedeni olarak sayılmaktadır. Bu kırıkların ameliyatında genellikle göz kapaklarının içinden yapılan kesilerle girilerek, göz küresinin duvarlarına ulaşılır. Kırık parça düzeltildikten sonra eğer kemikte eksiklik yok ise, titanyum plak vidalarla tespit uygulanır. Eğer özellikle göz küresi tabanında bir kemik eksiklik varsa gerek vücuttan alınan kemik yamaları (kemik grefti), gerekse medpor adı verilen maddeler yardımıyla, eksiklik tamamlanır.

Elmacık kemiği (zigoma) kırıkları, temel olarak kemiğin ana gövdesinin veya kulak önüne doğru verdiği uzantısının (zigoma arkı) kırığı olmak üzere ikiye ayrılır. Ark kırıklarında, ameliyat kararını verdiren iki ana bulgu vardır; bunlardan ilki ağız açıklığında kısıtlılık olması, ikincisi ise o bölgede çöküklük oluşmasıdır. Bu durumda, lokal anestezi ve sakinleştirici ilaç altında (genel anesteziye çoğu zaman gerek kalmamaktadır), saç içinden yapılan yaklaşık 2 cm uzunlukta kesiden girilerek, ark doğru yerine alınır. Elmacık kemiğinin ana gövdesinin kırıklarında ise daha kapsamlı bir ameliyat gerçekleştirilmelidir. Bu ameliyatta, göz kapağı içinden ve ağız içinden girilerek  kemik doğru pozisyonuna getirilir ve 2 veya 3 noktadan titanyum plak vidalarla tespit edilir.

Üst çene (maksilla) kırıkları, kırık hattının geçtiği hatta göre üçe ayrılmaktadır (LeFort-1,2 ve 3). Bu kırıkların tedavisinde bizi cerrahiye yönlendiren en önemli faktör ısırımda bozukluğa yol açmalarıdır. Üst çene kırıklarının tedavisinde, cerrahi kesi yine ağız içinden yapılmakta ve üst çene ile alt çene uyumu gözetilerek, kemik titanyum plak vidalarla tespit edilmektedir. Bu ameliyat sonrasında, üst ve alt çene 2-3 hafta kadar lastiklerle birbirine bağlanarak, çenenin doğru kapanışla iyileşmesi sağlanır.

Alt çene (mandibula) kırıklarının tedavisi, kırığın veya kırıkların bulunduğu bölgeye göre farklılık göstermektedir. Çene eklemine yakın olan kırıkların cerrahi tedavisi, bölgeye ulaşımın daha zor olması nedeniyle (fasiyal sinir adı verilen yüz hareketlerini sağlayan sinir, kulak önünde çene eklemine yakın bir bölgeden geçmektedir), genellikle sadece çeneler birbirine lastiklerle bağlanarak takip edilmekte, fakat bu yöntemle tedavi sağlanamazsa, çene altı ve kulak önünde kesi yapılarak plak vidalarla tespit edilmektedir. Genellikle çene eklemine yakın kırıklar dışındakilerde ise, ağız içinden yapılan kesilerle, kırık segmentler doğru yerine alınır ve titanyum plak vidalarla tespit edilir. Bu ameliyat sonrasında da, üst ve alt çene 2-3 hafta kadar lastiklerle birbirine bağlanarak, çenenin doğru kapanışla iyileşmesi sağlanır.

Çene ve yüz bölgesindeki kemik kırıkları, kompleks cerrahi prosedürler ile tedavi gerektirebilen ve uzun dönemde sekel bırakma riski olan ciddi yaralanmalardır. Hastalar acildeki ilk tedavileri tamamlandıktan sonra vakit kaybetmeden bir plastik cerrah ile görüşerek takip ve tedaviye alınmalıdır.

Op. Dr. Umut Sinan Ersoy
Estetik, Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

Bu gönderiyi paylaş